Sigarayı Bırak, Ev sahibi ol

31 Aralık 2007 Pazartesi

IQS Sigara Bıraktırma Merkezi Adana Bölge Müdürü Güner Serintürk, yaptığı açıklamada, sigarının sağlığa zararlarının yanı sıra maddi zararlarının da çok büyük olduğunu söyledi. Serintürk, yapılan araştırmalara göre Türkiye'de 17 milyondan fazla tiryakinin bulunduğunu ve tiryakilerin her gün bir paket sigara bitirdiği düşünüldüğünde her yıl 6.5 milyar doların duman olduğunu belirtti. Tüketilen çoğu sigaranın yabancı marka olmasından dolayı duman olan paranın büyük çoğunluğunun yurtdışına gittiğine dikkatçeken Serintük, "Sigaranın sebep olduğu hastalıklara harcanan paralar ve sigara nedeniyle oluşan yangınlar sonucu meydana gelen maddi kayıp yıllık 30 milyar doların üstündedir. Tüm yangınların yüzde 46'sı da sigara nedeniyle çıkmaktadır. Sadece sigara nedeniyle çıkan yangınlar sonucu yıllık kaybımız 25 milyar dolardır. Bu parayla yılda 5 binden fazla tam teşekküllü hastane, 10 binden fazla modern okul yapılabilmektedir" dedi.

Günde 1 paket sigara içen bir kişinin 20 yılda 1 ev parası veya bir araba parasını ya da bir çocuğunun üniversite sonuna kadar ki eğitim giderlerini havaya savurduğunu ifade eden Serintürk, "Günde ortalama sigaraya 5 YTL veren bir kişi ayda 150 YTL, yılda bin 800 YTL parayı sigara yoluyla duman etmektedir. Bir karı kocanın sigara içtiğini düşündüğümüzde ailenin milli serveti duman olup gidiyor. Oysa karı koca sigarayı bırakması halinde 10 yılda ev 10 yılda da araba alması mümkün. Bu sadece sigarayaverilen paranın biriktirilmesiyle yapılacak bir yatırım" diye konuştu.

Tiryakilerin sigarayı içmeye devam etmeleri durumunda hem sağlıklarından hem de paralarından olmaya devam edeceğini söyleyen Serintürk, şunları kaydetti:

"Gelin 2008 yılında sigarayı bırakın, Bu hem kesenize hem sağlığınıza faydalı olacaktır. Buz Türk Kalp Vakfı'nın da desteklediği IQS yöntemiyle Adana'da 500'den fazla kişinin sigarayı bırakmasını sağladık. Başarı oranının yüzde 90 olduğu bu yöntemde bırakamadığınız takdirde para iadesi yapılmaktadır."

1 Ocak Sabahı Karşılaşacağımız Yenilikler

Avrupa Birliği'ne (AB) uyum çerçevesinde 1 Ocak sabahı uyanır uyanmaz vatandaşın günlük hayatına girecek bir dizi yenilik kapıda bekliyor. Motorin piyasasının yüzde 83'ünü oluşturan "motorin 500" ve "motorin 2000" piyasadan çekilirken, toplu taşıma araçlarında her müzik yayını yasaklanıyor. Böylece, özellikle Müslüm Gürses, Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur gibi arabeskin önde gelen ve "baba" diye tabir edilen sanatçıları çalmakla özdeşleşen minibüs kültürü sona erecek.


Turizmde 10 puanlık KDV indirimi yürürlüğe girerken, AB çevre standardına uymayan yeni araç piyasaya sürülemeyecek. Televizyon reklam sürelerinin kısaltılması, taksi şoförlerinin insan hakları konusunda eğitilmesi gibi uygulamalar ise ileri tarihlere erteleniyor. 1 Ocak 2008 itibariyle bir çevre standardı olan "Euro-4" tip motoru olmayan araçlar trafiğe çıkamayacak. Uygulama 2009'da genişletilerek, daha önce tip onayı almış ve halen üretilmekte olan araçları kapsayacak. Euro-4'e geçiş yeni bir teknoloji gerektirdiğinden, araç başına 500 euro civarında ek bir maliyet yaratacak. Bu maliyet dolaylı olarak tüketiciye de yansıyacak.

1 Ocak'tan itibaren turizmde yüzde 18 olan KDV oranı yüzde 8'e çekilecek. Bu indirim kapsamına konaklama tesislerinin yanı sıra yemek hizmeti sunan mekânlar girecek. Yemek, içecek ve konaklama gibi tüm hizmetler için tek fiyatın belirlendiği "her şey dahil" ve "tam pansiyon" gibi sistemlerde alkollü içecekler de indirime konu olacak. Böylece, özellikle paket tatil fiyatları ucuzlayacak ve vatandaşlar daha uygun fiyata hizmet alabilecek.

Toplu taşıma araçlarında özellikle de arabesk tarzıyla özdeşleşen müzik yayınları da yasaklanıyor. Şoförler isterlerse kapalı devre yayınla, kulaklık takarak bireysel olarak müzik dinleyebilecek. AB uyum kapsamında çevre dostu akaryakıt kullanımı ve akaryakıt kalitesinin artırılması yönünde önemli bir uygulamay geçiliyor. Buna göre 1 Ocak'tan itibaren araçlarda motorin piyasasının yüzde 83'ünü oluşturan yüksek kükürtlü motorin kullanımı yasaklanıyor.

AB sürecinde yakıt kalitesinin yükseltilmesi hedefinin bir parçası olarak "motorin 500" ve "motorin 2000" dolaşımdan kalkıyor. Şu anda motorin kullananların yüzde 83'ü bu iki ürünü kullanıyor. Gürültü, görüntü ve egzos kirliliği yaratan kamyonlar eskisi kadar çevreyi kirletemeyecek. 1 Ocak'tan itibaren başlamak üzere 35 yaş üstündeki vasıtalar kademeli olarak trafikten men ediliyor. Uygulama ile 60 bine yakın otobüs, tanker ve çekicinin trafikten çekilme işleminin 2009'da tamamlanması planlanıyor.

Televizyonlardaki reklam süre ve periyotlarının AB'ye uyumlu hale getirilmesi uygulaması ise erteleniyor. Halen 1 saat içinde 21 dakikalık reklam yapılıyor. Bu sürede 7'şer dakikalık 3 periyottan oluşuyor. Ocak 2008'den itibaren geçerli olması planlanan yeni düzenlemeyle ise yüzde 20 kuralı getirilerek 1 saat içindeki toplam reklam süresinin 12 dakikaya indirilmesi öngörülüyordu. Yeni düzenleme için ek süre isteyen sektör temsilcileri, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile uygulamanın ertelenmesi için görüşmelerde bulunuyor. Yeni uygulamanın 2009'dan itibaren kademeli olarak hayata geçirilmesi öngörülüyor. Reçetesiz ilaç ve siyasi propaganda reklamları üzerindeki yasağın kaldırılması da ileri bir tarihe kaldı.

2008'de hayata geçirilmesi planlanan uygulamayla çöpleri AB'ye uyumlu şekilde toplayıp arıtmayan belediyelere ceza kapıdaydı ancak bu konudaki uyumun büyük şehirlerde yüzde 50, küçük beldelerde ise ancak yüzde 10 civarında belediyenin hayata geçirebilmesi, uygulamanın ertelenmesini beraberinde getirdi. Birçok belediyenin mali kaynak sorunu yaşaması ve zaten borç içinde olması nedeniyle, cezai yaptırımın fiili olarak uygulanması mümkün görünmüyor.

Çipli pasaporta 6 ay erteleme Getirilen yeni düzenlemeyle 1 Ocak'tan itibaren direksiyon başına oturan herkesin taksi şoförlüğü yapamayacağı öngörülmüştü. Taksi şoförlerinin 13 günlük bir kursa katılarak insan hakları ve AB uyum sürecinin önemi gibi konularda eğitime tabi tutulması gerekiyordu. Ayrıca yük ve yolcu taşıyan her türlü sürücüye de mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu getirilmişti. Uygulama kapsamına okul ve personel servis araçları, yurtiçi ve uluslararası eşya ve kargo taşımacılığı yapanlar da alınmış, belgesi olmayanlar sadece yük değil, ticari amaçlı insan ve personel de taşıyamayacaktı. Düzenlemyee göre ürettiği bir malı müşterisine götürmek isteyen üreticinin bile bu malı taşımak için belge alması gerekiyordu. Ama kısa süre önce Danıştay'ın iptal kararı vermesi, Ulaştırma Bakanlığı'nın ise kararı temyize götürmesi nedeniyle 1 Ocak'ta hayata geçirilmesi gereken uygulama ileri bir tarihe ertelendi. 1 Ocak'ta uygulanması hedeflenen çipli pasaport uygulaması da 2008 ortasına ertelendi. Sahte pasaport yapımını engellemek ve güvenlik gibi nedenlerle AB sürecinde hayata geçirilmesi gereken uygulama ile AB ülkelerinde kullanılan güvenlik katmanları olan ve barkodlardan okunan pasaportlar kullanılması öngörülüyordu. Her pasaporta bir çip yerleştirilecek ve barkod sistemine uygun hale getirilecek. Böylece kişilerin pasaport bilgileri bilgisayar ortamından denetlenebilecekti. Yeni pasaport uygulaması hayata geçirilseydi vatandaşların kayıt ve kontrol için uzun zaman sırada beklemesine de gerek kalmayacaktı.

%10 UCUZLUK
Hükümet, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren bazı ürünlerde KDV oranlarını yüzde 18'den 8'e indirecek. Bu nedenle yeni yılda sade, meyveli ve kolalı gazozun fiyatı ile lokanta, kebapçı, ayakta yemek yenen veya pakette yemek satan yerler, yemek şirketleri, pastane, kıraathane, kafeterya, lokanta ve çay bahçelerinde verilen hizmetin 31 Aralık 2007 tarihine göre yüzde 10 daha ucuz olması gerekli. Buna göre yine otel, motel, pansiyon ve tatil köyü benzeri konaklama tesislerinde sunulan geceleme hizmetindeki KDV oranları da yüzde 18'den 8'e düşecek.

Bu noktada bilinçli bir tüketici olarak yapılması gereken 31 Aralık'ta marketten alınan kolanın ya da lokantada yenen yemeğin fiyatına dikkatli bakmak. Eğer, 1 Ocak günü aynı hizmeti yüzde 10 daha ucuza almıyorsanız bilin ki devletin 'almaktan vazgeçtiği yüzde 10'luk KDV', vergi düşüşünü fiyatına yansıtmayan bakkalın, marketin, lokantanın ya da otelin kasasına gidecek. Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Vergi Uzmanı Sezgin Özcan, tüketicinin uyanık olması gerektiğini ifade ederek, "Geçmiş yıllarda dondurmada benzer bir KDV indirimi gündeme geldi. Dondurmacılar indirimin başlamasından bir hafta önce yüzde 10 zam yaptılar ve fiyat aynı kaldı. Burada da şirketler benzer bir şey yapabilirler" uyarısında bulundu.

Özcan, KDV oranı inen meyveli, sade gazoz ve kolalı içecekleri da takip etmenin zor olacağını belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Çünkü ortada tek bir fiyat yok. Bugün bir markette satılan kola ile başka bir markette satılan kolanın fiyatı aynı olmayabiliyor. Mesela, marketler kendileri özel indirimler yapıyor. Ama tüketici düzenli olarak gittiği markette bugün fiyata bakıp 1 Ocak günü düşüp düşmediğini kontrol edebilir. Düşmüyorsa aradaki yüzde 10'luk fark birilerinin cebine gidiyor diye düşünmek yanlış olmaz."

Çay bahçesinde içtiğiniz çay da lokantada yediğiniz yemek de 1 Ocak'ta ucuzlamalı!
30 Mayıs 2007'de Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile 1 Ocak 2008'den itibaren KDV'si yüzde 18'den 8'e inecek ürünler şunlar:

* Sade, kolalı ve meyveli gazozlar.

* Kır kahvesi, çay bahçesi, kafeterya, pastane, ayakta yemek yenen yerler, yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek sunan yerler, lokanta, kebapçı ve benzeri yerlerde verilen hizmetler.

* Otel, motel, pansiyon, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerinde sunulan geceleme hizmeti.

KDV oranının yüzde 18'den 8'e inmesi turizm sektörünün yıllardır beklediği bir düşüş. Sektör, 2007 mayısında KDV oranlarının 2008 başından itibaren düşeceğinin Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından bu indirimi fiyatlarına yansıtmayacağını resmen açıkladı. Turizmciler, "Kârlılık çok düşmüştü, bu indirim ile nefes alacağız, kaliteyi yükselteceğiz" diyerek kendisini savunuyor. Ancak uzmanlara göre yüzde 10'luk KDV düşüşünün 'kalitede nasıl bir artış' sağladığını tespit etmek çok zor.

(SABAH & REFERANS)

Turkcell, bayram öncesi zam yaptı

19 Aralık 2007 Çarşamba

Turkcell, bugünden geçerli olmak üzere konuşma ücretlerine zam yaparken, diğer GSM operatörlerine yapılan görüşmelerin fiyatını düşürdü.


Firmadan yapılan yazılı açıklamada, kısa mesaj ve kısa mesaja bağlı servisler, bireysel ve kurumsal faturalı ses ve ön ödemeli kontör kart ücretlerinde fiyat ayarlaması gerçekleştirildiği belirtildi.

Ön ödemeli hatlarda, 100 kontörlük kart 16,0 YTL, 250'lik kart 36,5 YTL, 500'lük kart 68 YTL, 1000'lik kart ise 126 YTL oldu. Turkcell daha önce 100’lük kartı 14.5 YTL, 250’lik kartı 33.5 YTL, 500’lük kartı 62 YTL ve 1000’lik kartı da 115 YTL’den satıyordu.

Öte yandan diğer GSM operatörlerine yapılan çağrıların dakika ücreti ise 7 kontörden 4,99 kontöre indirildi.

Turkcell'den yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Kurumsal abonelere sunulan indirimli seçenekler, uluslararası Grup 1 ülkeleri PSTN numaralarına yapılan çağrılar dışındaki uluslararası aramalar, yurt dışında iken yapılan ve alınan çağrı ücretleri, cepten internet ve bilgisayardan internet ücretleri ise değişmedi.

Faturalı hatta sahip aboneler, 'Bizbize Hepimiz' tarifesi ile dakikası en fazla 15 Ykr'ye konuşmaya devam ediyor. Ön ödemeli hatta sahip aboneler 'Bizbize Canımın 3'ü' tarifesi ile 25 kontör karşılığında 3 Turkcell numarası ile 60 dakika, 'Bizbize Hepimiz' tarifesi ile de 50 kontör karşılığında tüm Turkcell numaraları ile 60 dakika konuşma hakkı kazanıyor. Ayrıca 'Dakikabizden' ve 'Konbara' programları ile fatura tutarına ve yüklenen kontöre göre bedava dakika/kontör uygulaması devam ediyor.”


Diğer gsm operatörleri rekabet amacıyla sürekli fiyatlarını aşağı çekerken, Turkcell'in zaten diğer operatörlere göre yüksek olan konuşma fiyatlarına bir de zam yapması, ileri ki zamanda abone kaybına yol açacak mı, göreceğiz ...

(HÜRRİYET)

National Geographin'in en ilginç fotoğrafları

National Geographic Dergisi, 2007'de yayınlanan ve en çok ilgi gören 10 resmi seçti. Tuhaf baykuş, ilginç köpekbalığı ve dev mürekkep balığı 2007 yılının en çok bakılan resimleri arasında..

Seçilen resimlerdeki canlılar aynı zamanda kendi türünün tek örneği.









Cinayeti photoshop çözdü

16 Aralık 2007 Pazar


Konya'da kalbinden bıçaklanan, cesedi çöplüğe atılan Nazlı Karakuş'u (38) öldüren Yüksel Yalvaç (32) ve arkadaşı Nuri Yaşar Mutlu (25), polislerin morgda çektikleri ve üzerinde değişiklikler yaparak "vesikalık" haline getirdikleri fotoğraf sayesinde yakalandı.


Karatay ilçesinde, önceki sabah çöp taşıyan kamyondaki bir işçi tarafından yol kenarında bulunan, kalbine saplanan tek bıçak darbesiyle öldürülen kadının üzerinden kimlik çıkmadı. Ceset otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı.

Yüzüne renk verdiler

Cesedin bulunmasının üzerinden bir gün geçmesine rağmen "kayıp kadın" başvurusu olmayınca, kimliği saptamak için morgdaki cesedin yüzü yıkanıp saçları taranarak yüzünün fotoğrafı çekildi. Fotoğrafı bilgisayara aktaran görevliler, fotoğraf düzenlemede kullanılan "photoshop" programıyla yüzüne renk tonu verip gözlerini açtı ve "vesikalık fotoğraf" elde etti.
Fotoğraf çoğaltılarak 24 ekibe dağıtıldı. Özellikle eğlence merkezlerinde fotoğrafları göstererek cesedin kimliğini saptamaya çalışan ekipler, Selçuklu ilçesi otogar yakınlarındaki birahanelerde fotoğrafı tanıyan bir kişiye ulaştı. Öldürülen kadının "Seda" takma adıyla Maydonoz Birahanesi'nde çalışan Nazlı Karakuş olduğunu belirleyen polis ekipleri, kaldığı evi de tespit etti. Karakuş'un üzerinden çıkan anahtarlarla eve giren polis ekipleri, sık sık mavi bir otomobil ile eve gelen Nuri Yaşar Mutlu'ya (25) ulaşarak gözaltına aldı.

Sorguya alınan Mutlu, cinayeti Yüksel Yalvaç ile bereber işlediklerini, yanlarında Çiğdem Ortak'ın da bulunduğunu anlattı. Yalvaç ile Ortak da gözaltına alındı. Otogar çevresindeki birahanelerde çalışan ve öldürülen arkadaşı ile birlikte âleme giden Ortak'ın evli, 2 çocuk annesi ve 8 aylık hamile olduğu ortaya çıktı.

Zanlıların ifadesinde, Karakuş'un âlem yapmak için gittikleri Aksaray'dan dönerken, anlaştıkları 500 YTL'yi istediği için çıkan tartışma sonucunda çöplükte öldürüldüğü öne sürüldü.

VDSL ile internet 2008'de uçacak



VDSL2 hizmetini ocaktan itibaren
uygulamaya koymaya hazırlanan Türk Telekom, internet hızını 30 megabite yükseltecek. Böylece ADSL’de 4 megabit olan hız bir anda 8’e katlanmış olacak. VDSL2 bireysel kullanıcılar için büyük önem taşıyor. Ev kullanıcısı olarak tabir edilen grup da gelişmiş seviyede internet erişimine sahip olabilecek. Örneğin, Divx formatındaki 700 MB’lık bir film dosyası 4 dakikada, 5 MB büyüklüğündeki müzik dosyaları da 25 saniyede bilgisayarlara indirilebilecek. İnternetten yüksek tanımlı (HD) video ve tv yayınlarını izlemek, sesli ve görüntülü iletişim kurabilmek gibi hizmetler de kolaylaşacak.

30 MEGABİTE ÇIKACAK

İlk etapta 100 bin abone ile başlanacak olan hizmet yıl sonuna kadar 250 bin aboneye ulaştırılacak. Yapı olarak fiber optik kablolar kullanıldığı için başvuracak abonelerin bulunduğu noktalardaki altyapı yeterliliği de belirleyici rol oynayacak. 30 megabitlik paketin fiyatı henüz açıklanmazken, ADSL ücretlerinde de düşüş olması bekleniyor. TTnet yetkilileri, bayramdan sonra VDSL2’yi kamuoyuna tanıtacak. İlk etapta 30 megabitlik hızı kullanıcılarına sunmayı hedefleyen şirket, hızı 70 megabite kadar çıkaracak. Bunun için ciddi altyapı yatırımı yapan Türk Telekom, yurtdışı çıkış hatlarını da kuvvetlendiriyor. Bu kapsamda Newyork, Londra ve Paris’te POP noktaları kuruluyor. Gerek duyulduğunda buralardan da hizmet alınmış olacak. VDSL2 aynen ADSL’de olduğu gibi telefon hattı ile ve hat meşgul edilmeden kullanılıyor.

Japonlar'dan akıllı eldiven

15 Aralık 2007 Cumartesi

Japonya'da bir firma, kullanıcının tuttuğu cisimleri tanıyan ve yapabileceği hatalar konusunda uyarabilen bir "akıllı eldiven" geliştirdi.


Japon Global Original Vivid şirketi tarafından geliştirilen ve üzerine bir "barkod okuyucusu" yerleştirilen eldiven, örneğin, kullanıcısı çantasını, cep telefonunu ve anahtarlarını sırasıyla aldığında, topladığı verileri bilgisayara iletiyor. Gelen veriler doğrultusunda, bu kişinin gitmekte olduğunu anlayan bilgisayar da bir hoparlör aracılığıyla bu kişinin televizyonu kapatmadığını, pencerenin aralık kaldığını, bir şemsiye alsa iyi olacağını, zira meteorolojinin yağmur uyarısı yaptığı gibi uyarılarda bulunuyor.

"Tagged World" (Etiketli Dünya) adlı bu konseptin yaratıcılarından Tomoya Tasaki adlı mühendis, gelecekte belki de tüm cisimlere ne olduklarına ve özelliklerine dair elektronik etiketler olan barkodlar ekleneceğini, bu verilerin de uygun amaçlarla kullanılabileceğini belirtti.
Bu radyofrekans aracılığıyla tanıma (RFID) özelliğine sahip barkod okuyuculu eldivenin başka kullanım alanları olabileceği de belirtiliyor.
Bu eldivenle arada bir araç veya kesici olmadan bir cihazın kumanda edilebileceği, örneğin, bir masaya veya bir duvara yerleştirilen bir barkodun üzerine, eldivenli el yaklaştırılarak, "televizyonu aç" veya "klimayı kapat" ya da "noel ağacının ışıklarını aç" yazarak komut verilebileceği düşünülüyor.

Japonya'da birçok şirket, barkod ve temas etmeksizin parmak komutu üzerine uygulamaların çeşitli ürünlere entegrasyonu ve kullanımı konusunda çalışmalar yürütüyor.

(HÜRRİYET)

Dünya'da en çok satılan 100 gazete


Araştırmacılara göre tirajın düşük olmasındaki en önemli neden yalan ve eksik haberler nedeniyle medyanın inandırıcılığını yitirmesi. Partisinin Kızılcahamam Toplantısı’nda medyayı eleştirerek ‘Gazeteler niye 15-20 milyon satmıyor’ diye soran Başbakan Tayyip Erdoğan yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi. Yalan ve yanlış haberleri eleştiren Erdoğan’a köşelerinden yanıt veren gazeteciler, tirajları yüksek gazetelerin milli geliri yüksek olan ülkelerde satıldığını savundu. Türkiye’de tirajların düşük olmasına gerekçe olarak da gelir dağılımındaki bozukluk, işsizlik ve yoksulluk sınırının altında yaşayan insanların çokluğu gösterildi. Tiraj ile güven ilişkisine değinen olmadı.

İÇLERİ BOŞALDI

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden Prof. Atilla Girgin’e göre gazetelerin fazla satmamasının üç nedeni var. Birincisi, Türk milletinin okuma özürlü olması. Nelerin okunup nelerin okunmamasıyla ilgili sansürün aileden başladığını, dolayısıyla okuma alışkanlığının gelişmediğini anlatan Prof. Girgin ‘Sabahları Kadıköy-Eminönü vapurunda 3-5 kişi gazete okuyor. Durakta beklerken gazete okuyan şoföre rastlamak mümkün değil’ dedi. Darbelerden sonra gazetelerin içeriklerinin boşaldığını belirten Prof. Girgin, günümüzde gazetelerde yer alan haberlerin eğitimli kesime ilginç gelmediğine dikkat çekiyor.

UYDURMA HABERLER

Haberlerin daha çok ve çeşitli olması gerektiğinin altını çizen Prof. Girgin, ‘Gazetelerde ortalama 100-120 haber var. Bir gazetede dış haber sayısı 20-30 arasında değişiyor. Normalde bir yabancı ajansın günlük yayını 300-400 haberdir. Ama biz dünyayı 20-30 haberle görüyoruz’ diyor. Yıllardır gazeteci yetiştiren Prof Girgin’e göre düşük tirajın üçüncü en önemli nedeni ise yalan ve eksik haber. Başbakan Erdoğan’ın söylediklerine kısmen katıldığını ifade eden Girgin şunları söyledi: Haberin öğelerini tamamlamamışsanız onu yayınlamak zorunda değilsiniz. Eksik bölümleri uydurmak zorunda değilsiniz. Bir haberi yayınlamak için altı sorunun cevabını vermek gerekiyor. Üç tanesi eksik kaldı. O zaman ben bu haberi yayınlamıyorum deme onurunu göstermek zorundayız. Fakat maalesef gösteremiyoruz.’

HALK İTİBAR ETMELİ

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin ise tirajların düşük olmasını ekonomik güçlüğe, halka yeteri kadar medya okur yazarlığı eğitimi verilmemesine ve gazetelerin halka inandırıcı gelmemesine bağlıyor. Prof. Gezgin aslında ‘Bir haberde yalan varsa, halk bunu fark ettiğinde gazete almaktan vazgeçer’ diyerek Türk basınının durumunu özetliyor. Prof. Gezgin, gazete patronlarına da şu tavsiyelerde bulunuyor:

Gazete ister okunsun ister okunmasın diye düşünmemeliler. Patronların medya okuryazarlığına önem vererek halka açılmaları gerekir. Okuryazarlık olgusunu artırabilmek için gençlere yönelik klasik romanları hediye edebiliriz. İlkokula, ortaokula, üniversiteli gençlere hitap edebilecek eserler verilebilir. Belgesel cd’ler verilebilir. Mesela haftasonu daha çok promosyon verilebilir. Le Figaro veya başka gazeteler Fransa’da haftasonu promosyonu çerçevesinde dergiler veriyorlar. Bunları çocuklarımla, karımla rahatlıkla okuyabiliyorum. Gazete fiyatları düşürülebilir. Esas önemlisi haberde yalan olmamalı. Aksi halde halk gazeteye itibar etmez. Tüm bunlar yapılırsa gazete tirajları yükselir.

TÜRKİYE'DE BİN KİŞİYE 73 GAZETE DÜŞÜYOR

Dünya Gazeteler Birliği (WAN) verilerine göre 1000 kişi başına 600’den fazla net satışla, dünyada kişi başına en çok gazete satılan ülke Norveç. Bu ülkeyi Japonya, Finlandiya, İsveç, Danimarka, İsviçre, Avusturya, Singapur, Kanada, Almanya, Hollanda, İngiltere, ABD izliyor. 123 milyon nüfuslu Japonya’da toplam gazete tirajı 70.4 milyon. Nüfusu 82.5 milyon olan Almanya’da ise 22.1 milyon. Nüfusu 300 milyona ulaşan ABD’de gazetelerin toplam tirajı 48.3 milyon civarında. Türkiye’de Yay-Sat ve Merkez Dağıtım verilerine göre 39 gazetenin net satışı günlük ortalama 5.1 milyon civarında. Yani 1000 kişiye 73 gazete düşüyor.

BAŞBAKAN NE DEMİŞTİ?

Bazı basın organlarında yalan ve yanlış haberler yayınlandığını belirterek tüm medyayı sorumlu davranmaya çağıran Başbakan Erdoğan şunları söylemişti:

Son günlerde bize atfedilen haberler dahil kaynağından doğrulatılmamış, uydurma haberler yapılıyor. Bunu yapan basın mensubu arkadaşlarıma söylüyorum. Kusura bakmayın ama eğer kötü niyetli değilseniz ya sizi işletiyorlar ya da bu rivayetleri işlerine geldiği gibi size fısıldayanlara alet oluyorsunuz. Lütfen, doğrulatma mekanizmalarına haberi yayımlandıktan sonra değil, önce başvurunuz. Ayrıca bugün, bu tür yanlışları biz gazetelerde okuyunca doğrusu ülkemiz adına üzülüyoruz, şok oluyoruz. Bizim adımıza ne pazarlıklar yapılıyormuş, aman yarabbi! Peki, halkımız bu yalan haberlere inanırsa kim kazanır, kim kaybeder, yani siz daha fazla satacağınızı mı zannediyorsunuz? Hayır, hep kaybediyorsunuz. 70 milyonluk Türkiye’de bugün eğer üç milyon yazılı medya satıyorsa, burada bir yanlışınız var, bu yanlışın üzerinde durun...

DÜNYA'DA GAZETE TİRAJLARI

1 Yomiuri Shimbun Japonya 14,067

2 The Asahi Shimbun Japonya 12,121

3 Mainichi Shimbun Japonya 5,587

4 Nihon Keizai Shimbun Japonya 4,635

5 Chunichi Shimbun Japonya 4,512

6 Bild Almanya 3,867

7 Sankei Shimbun Japonya 2,757

8 Canako Xiaoxi (Beijing) Çin 2,627

9 People’s Daily Çin 2,509

10 Tokyo Sports Japonya 2,425

11 The Sun İngiltere 2,419

12 The Chosun Ilbo Güney Kore 2,378

13 USA Today ABD 2,310

14 The Wall Street Journal ABD 2,107

15 Daily Mail İngiltere 2,093

16 The Joongang Ilbo Güney Kore 2,084

17 The Dong-A Ilbo Güney Kore 2,052

18 Nikkan Sports Japonya 1,965

19 Hokkaido Shimbun Japonya 1,922

20 Dainik Jagran Hindistan 1,911

21 Yangtse Evening Post Çin 1,715

22 Sports Nippon Japonya 1,711

23 The Nikkan Gendai Japonya 1,686

24 Times of India Hindistan 1,680

25 Guangzhou Daily Çin 1,650

26 The Mirror İngiltere 1,597

27 Yukan Fuji Japonya 1,559

28 Shizuoka Shimbun Japonya 1,479

29 Nanfang City News Çin 1,410

30 Dainik Bhaskar Hindistan 1,405

31 Sankei Sports Japonya 1,368

32 Hochi Shimbun Japonya 1,354

33 Yangcheng Evening News Çin 1,320

34 Malayala Manorama Hindistan 1,309

35 Liberty Times Tayvan 1,300

36 Thai Rath Tayland 1,200

37 New York Times ABD 1,121

38 Hindustan Times Hindistan 1,108

39 Chutian Metro Daily Çin 1,084

40 Gujarat Samachar Hindistan 1,051

41 Ananda Bazar Patrika Hindistan 1,046

42 Xinmin Evening News Çin 1,045

43 Eenadu Hindistan 1,039

44 Nishi-Nippon Shimbun Japonya 1,025

45 Kronen Zeitung Avusturya 1,009

46 WAZ Mediengruppe Almanya 1,001

47 United Daily News Tayvan 1,000

48 China Times Tayvan 1,000

49 Daily Sports Japonya 999

50 The Hindu Hindistan 989

51 Hindustan Hindistan 957

52 Beijing Evening News Çin 950

53 Mathrubhumi Hindistan 904

54 Los Angeles Times ABD 902

55 Information Times Çin 900

56 Daily News Tayland 900

57 Al-Ahram Mısır 900

58 Peninsula City News Çin 860

59 Kom Chad Luek Tayland 850

60 Kyoto Shimbun Japonya 825

61 Kobe Shimbun Japonya 821

62 Punjab Kesari Hindistan 817

63 Komsomolskaya Pravda Rusya 817

64 Rajasthan Patrika Hindistan 804

65 Dahe Newspaper Çin 796

66 Chugoku Shimbun Japonya 789

67 Ouest France Fransa 783

68 Daily Sakai Hindistan 783

69 Jang Pakistan 775

70 AJ Hindistan 759

71 De Telegraaf Hollanda 753

72 Qianjiang Evening News Çin 750

73 Qilu Evening News Çin 750

74 Nanfang Daily Çin 750

75 Daily Thanthi Hindistan 750

76 Moskovskiy Komsomolets Rusya 750

77 Sandesh Hindistan 743

78 Daily Express İngiltere 720

79 New York Daily News ABD 715

80 The Washington Post ABD 708

81 Daily Star İngiltere 705

82 Today Evening News Çin 699

83 New York Post ABD 686

84 Corriere della Sera İtalya 677

85 Wuhan Evening News Çin 660

86 Modern Express Çin 651

87 Yanzhao Metro Daily Çin 650

88 Metro Express Çin 650

89 Zeitungsgruppe Koln Almanya 628

90 Kahoku Shimpo Japonya 622

91 La Repubblica İtalya 622

92 Trud Rusya 613

93 Beijing Youth Daily Çin 606

94 Chicago Tribune ABD 601

95 New Express Çin 600

96 Daily Sunshine Çin 600

97 Matichon Tayland 600

98 Khao Sod Tayland 600

99 Apple Daily Tayvan 600

100 Min Sheng Pao Tayvan 600

Canlı yayında bekaret rezaleti


Her sabah ayrı bir rezilliğe sahne olan programlardan biri olan "Orada Neler Oluyor" Ankaralı Turgut'u ağırladı. Ankaralı Turgut'un programda eşiyle yaptığı telefon görüşmesi izleyenleri, dinleyenleri şok etti. İşte o rezil telefon görüşmesi...


Ankaralı Turgut: "Eline doğum raporunla belgeni alacaksın, Türkiye'nin karşısına geleceksin, ben bu adama kız oğlan kız geldim diyeceksin. Aldırılan bebek de belli olur, kız oğlan kız olmadığın da belli olur. Dedesi de bunun için namussuz diyor. Bir gece karakoldan aradılar gelip eşinizi alın diye. Ben ayrıldım dedim. Acaba hangi gece aleminde basıldın da seni aldılar. Sen nikahlı kadınsın."

Ankaralı Turgut'un eşi Meltem Hanım: "Niye aldın o zaman, resmi nikahını verdin. Madem ben kız değildim o gün babamın kapısına bıraksaydın. Delikanlı adam bunu yapar." dedi.
Tartışma sırasında ekranda yazan yazı ise olayın en vahim kısmıydı:

"İkinci Raund! Ankaralı Turgut ve Boşanmaya Çalıştığı Eşi Canlı Yayında Karşı Karşıya..."

En büyük fizik deneyinde bir Türk

Dünyanın en büyük fizik ve nükleer araştırma merkezi olarak bilinen İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü'nde (CERN) görev yapan parçacık fiziği uzmanı Yrd.Doç. Dr. Bilge Demirköz, başarılarıyla adından söz ettiriyor. Ölmeseydi Arık da bu deneyde yer alacaktı.

CERN'in en başarılı bilim insanları arasında gösterilen Yrd.Doç. Dr. Bilge Demirköz, 1.5 yıldır üzerinde çalıştığı Atlas Projesi'yle İsviçre'de adından söz ettiriyor. Atlas Projesi hakkında bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Demirköz Atlas'ın, dünyanın en büyük parçacık dedektörü olduğunu kaydederek deneyin dünyanın oluşumuyla ilgili yeni ipuçlarını ortaya çıkaracağını belirtti. Bilge Demirköz, geçtiğimiz günlerde Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof. Dr. Engin Arık'ın öğrencisi olduğunu kaydederek, "Benim de mensubu olduğum Türk Fizikçileri grubu içinde Isparta'daki uçak kazasında kaybettiğimiz rahmetli Prof. Dr. Engin Arık hocamız da var.

Benim CERN'e girmeme ve Atlas Projesi'nde görev almama kendisi sebep olmuştu. Burada birlikte çalışmıştık. Prof. Dr. Engin Arık'ın ve diğer meslektaşlarımızın aramızdan ayrılması Türkiye için çok büyük bir kayıptır" dedi. Yrd.Doç. Dr. Demirköz, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda fizik alanında daha fazla ilerlemesini ümit ettiğini kaydederek, "CERN'in kuruluşunda tam üye olan 19 ülke var ancak Türkiye üye değil. Biz burada toplantılara gözlemci olarak katılıyoruz. Üyelik için 19 ülke her yıl 20 milyon dolar aidat ödüyor. Tahmin ediyorum bu para Türkiye'ye fazla geldiği için CERN'e üye değiliz ve dolayısıyla fazla söz sahibi olamıyoruz" dedi.

TARİHİN EN BÜYÜK FİZİK DENEYİ

Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan CERN, 36 ülke ve 2 binden fazla fizikçinin katılımıyla tarihin en büyük fizik deneyini gerçekleştiriyor. Yerin 90 metre altında gerçekleştirilen deneyde Türkiye üç ayrı ekiple yer alıyor. Bilim dünyasının 10 yıldan fazla bir süredir hazırlandığı ve yarım milyar İsviçre Frangı'na (580 milyon YTL) mal olan deneyin temel amacı maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak. Söz konusu projede geçtiğimiz günlerde Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof.Dr. Engin Arık da yer alıyordu.

Osmanlı Tarihi otopark oldu

Suudi Arabistan yönetimi, Osmanlı dönemine ait ne varsa yok ediyor. 2. Abdülhamit'in kendi parasıyla 1893'te fakir hacılar için misafirhane olarak yaptırdığı, daha sonra askeri kışlaya çevrilen tarihi bina yerle bir edildi. Yönetim, 1770'te inşa edilen Ecyad Kalesi, cumbalı Türk evleri, garlar, köprüler, cami minarelerinin ardından yıktığı Osmanlı kışlasını otopark yaptı.


2. Abdülhamit, Hicaz'da sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi çalışmaları çerçevesinde, Eylül 1893'te Mekke'de fakir hacılara mahsus 6 bin kişilik bir misafirhane, bir hastane ve bir eczanenin inşaatıyla, bunlar için harcanması gereken tahmini 30 bin lirayı kendi şahsi hesabından karşıladı.

Misafirhanenin inşaatıyla önce Teftiş-i Askeri Komisyon azası Asaf Paşa görevlendirildi. Daha sonra inşaat onun yerine tayin edilen Miralay Münir Bey tarafından tamamlandı. Kâbe'ye yaklaşık yarım saat mesafedeki Cervel mevkiinde bulunan misafirhanenin inşaatına Ocak 1894'te başlandı. İstanbul ve Avrupa'dan getirtilen malzemelerle 1896'da birinci kat bitirildi. Haziran 1897'de ise bina tamamlandı. Altı bin kişilik misafirhanenin inşaatı 50 bin liradan fazla bir sarfiyatı gerektirdi, yıllık giderinin de 15 bin lira civarında olacağı hesaplandı. 2. Meşrutiyet'in ilanına kadar hizmet veren misafirhane bu dönemde kışlaya çevrildi.

HERKES KORKUYOR!

Ancak yıllarca ayakta kalmayı başaran binanın, geçtiğimiz yıllarda Suudi Arabistan yönetimi tarafından yerle bir edildiği ortaya çıktı. Kışlayı bulmak için bir tercümanla Cervel'e doğru yola koyulduk. Durdurduğumuz ilk taksinin şoförüne, "Cervel mevkiindeki Osmanlı kışlasına gitmek istediğimizi" söyledik. Ancak taksi şoförü bilmediğini söyleyip, korku dolu bakışlarla bizi dinlemeden uzaklaştı. Daha sonra durdurduğumuz ikinci taksinin şoförüne de isteğimizi yineledik. Onun da tepkisi, "Eskiyi bırakın, yenilere bakın" oldu.

Şoförlerin tepkisi üzerine üçüncü taksi şoförüne sadece Cervel mevkiine gitmek istediğimizi söyleyerek yola çıktık. Cervel'e vardığımızda oradaki taksi şoförlerinden Osmanlı kışlasının yerini sorduk. Kimi bilmediğini söyleyip yanımızdan uzaklaşırken bir kısmı ise oranın otopark olduğunu belirtip oraya gitmenin yasak olduğunu ifade etti.

Sonunda bir taksi şoföründen yeri tarif etmesini isteyerek otopark yapılan tarihi kışlayı bulduk. Ancak önünde bekleyen asker çekim yapmamıza engel oldu. Biz de çareyi havanın kararmasında bulduk. Hava kararınca da gizlice otoparka girip fotoğraflamayı başardık.

(MİLLİYET)

Süper öğrenciye, süper öğretmen

Üstün zekalı 5 bin 200 öğrenciye ders verebilmek için 50 öğretmen alınacak. Seçilecek eğitimcilerin yüksek kriterlere sahip olması şart.


Uluslararası testler sonucunda Dünya Sağlık Teşkilatı'nın belirlediği zeka seviyesinin üstüne çıkan çocukların kabul edildiği 43 ildeki Bilim ve Sanat Merkezleri'nde eğitim gören süper öğrenciler için Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışmanlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü yeni öğretmenler atayacak. Genel Müdürlük, halen 520 öğretmenin ders verdiği 5 bin 200 öğrenci için 50 'üstün kriterlere' sahip öğretmen arıyor. Öğretmenler yüksek puan ortalamaları ve başarılı mesleki geçmişlerine göre belirlenecek.

Öğretmenlerin kendi alanlarında doktora ya da üstün yetenekli çocukların eğitimi alanında yüksek lisans yapmış olmaları gerekiyor. Ayrıca öğretmenlerin uluslararası alanlarda çalışma yapmış, uluslarası kongrelerde bildiri sunmuş olmaları ve başöğretmen unvanı taşımaları da seçilmeleri için gereken kriterler. Yeni öğretmenler akademik kadroların eğitim verdiği 2 haftalık özel bir kurstan da geçecek ve maaşları yüzde 25 artacak. Merkezlerde öğretmenlerin yanı sıra velilere de çocuklara nasıl davranacakları konusunda eğitim veriliyor.

(TAKVİM)

Eurovision şarkımız hangi dilden

14 Aralık 2007 Cuma

Eurovision Şarkı Yarışması'na katılacak grubun isminin açıklanmasından birkaç gün sonra, "Türkiye'yi temsil edecek şarkı hangi dilde olmalı" tartışmaları başladı.


TRT yetkilileri bu yıl 22-24 Mayıs tarihleri arasında Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ta düzenlenecek 53'üncü Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi, Mor ve Ötesi grubunun Türkçe şarkı ile temsil edeceğini açıklamıştı. Ancak grup üyeleri, yazılı bir açıklama yaparak, TRT'ye Türkçe şarkı sözü vermediklerini açıkladı. Mor ve Ötesi yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

''DAHA DİLE KARAR VERMEDİK''

"TRT ile Eurovision 2008'e katılma konusunda prensip anlaşmasına vardığımız doğru. Kesin bir anlaşma içinse görüşmeler sürmekte. Fakat, Mor ve Ötesi'nin yarışmaya katılacağı şarkının hangi dilde olacağı, grup ve TRT arasında yapılan görüşmelerde de karşılıklı olarak vurgulandığı gibi tamamıyla grubun iradesinde. Ve bu konuda henüz grup tarafından verilmiş bir karar veya yapılmış bir açıklama bulunmamakta. Kamuoyuna dikkatle ve saygıyla duyurulur

Lokum oldu '' lokumi ''

Lokumu "lokumi" adıyla AB'ye tescil ettirmek için harekete geçen Rumlar, isteklerini elde edecekler gibi görünüyor, çünkü Türkiye, 6 aylık itiraz süresi boyunca bu konuda resmi bir girişimde bulunmadı. Yakında lokumun, bir Rum şekerlemesi olarak ve "lokumi" adıyla AB'deki tescil işlemi tamamlanacak.


KONUYU AP GÜNDEME GETİRDİ

Bu konuyu işleyen AP, abonelerine konunun Türk ve Rum taraflarının görüşlerinin yer aldığı bir haber geçti. Habere göre, Adana'da lokumculuk yapan Adnan Özdoğru "Yıllardır dünya pazarında Türk lokumu Türk tatlısı (Turkish delight) adıyla bilinir. Rumlar lokumun nasıl yapıldığını bile bilmez" dedi. Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde "lokumi" işiyle uğraşan George Gabriel ise "Kimse lokumiyi kendisinin ilan edemez" diyerek Türkiye, Kıbrıs, Yunanistan ve Lübnan'da lokumun aynı tarifle hazırlandığına dikkat çekti.
Lokum, ana hammaddesi olan nişasta ve şekerin kazanlarda yüksek ısıda kaynatılmasıyla yapılıyor. Bu işlem sayesinde lokum, jelâtinimsi ve çiğnenebilir kıvamını
kazanıyor.

UEFA'dan haçlı Inter formasına soruşturma

Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde yapılan FC Inter-Fenerbahçe karşılaşmasında, ev sahibi ekibin formasında yer alan haç işareti nedeniyle UEFA'nın, İzmir Barosu avukatlarından Barış Kaşka'nın başvurusunu dikkate alarak, soruşturma başlattığı bildirildi.

UEFA, kendilerine şikayette bulunan Kaşka'nın çalıştığı Türkoğlu Hukuk Bürosu'na, bir yazı ile yanıt verdi. UEFA Disiplin Dairesi'nden Veron Mosengo imzalı yazıda, şu ifadelere yer verildi:

“Bilgiye dayalı bir karar verebilecek konumda olabilmek amacıyla, burada söz konusu formadaki tartışmalı çizimin, maçla ilgili Türk toplumuna karşı açıkça bir saldırı olarak kabul edilip edilmeyeceğinin ve dolayısıyla UEFA yönetmeliğinin ihlal edilip edilmediğinin açıklığa kavuşturulması için konuyu araştırmak üzere disiplin müfettişi görevlendirdik.”

AVUKAT KÜBRA TÜRKOĞLU

Öte yandan, UEFA'ya üzerinde haç işareti yer alan forma nedeniyle başvuran Barış Kaşka, 319. kısa dönem er olarak Tekirdağ Malkara'da birliğine katıldı. Türkoğlu Hukuk Bürosu avukatlarından Kübra Türkoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Barış Kaşka adına yazıyı kabul ettiklerini belirtti. Türkoğlu, şöyle dedi:

“Meslektaşımızın askere gitmesi nedeniyle gelişmelerden maalesef haberdar edemedik. Ancak onun adına konuyu takip etmekteyiz. Bu yazıyla UEFA başvuruyu dikkate aldığını ve soruşturma başlattığını bildirmiş oldu. Bir hukukçu olarak ırkçılık ve dinsel ayrımcılığa futbolun alet edilmemesinden yanayız. Kaşka aramıza dönünceye kadar onun görevini biz üstlendik.”

Türkoğlu, Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi avukat Şekip Mosturoğlu'nun da konuyla ilgili Barış Kaşka'ya teşekkürlerini ileten bir yazı gönderdiğini belirtti.

Avukat Barış Kaşka, 27 Kasım'da yapılan FC Inter-Fenerbahçe karşılaşmasında ev sahibi ekibin giydiği formada yer alan haç işaretinin, Haçlıların kullandığı haç işaretiyle bire bir aynı olduğunu savunmuş ve konunun yönetmelikler çerçevesinde değerlendirilerek FC Inter'in 3 puanının silinmesini istemişti.

E-maillerin yüzde 95'i spam

Şirket, spam e postaların, gönderilen e postaların yaklaşık yüzde 70'ini oluşturduğu 2004 yılında US CAN-SPAM Act (ABD spam karşıtı yasa) tarafından spam göndericilerine cezalar uygulandığını anımsattı.

Şirketin direktörü Dean Drako, "spam e postalarına karşı savaşın, spam göndericileriyle güvenlik sistemleri satıcıları arasındaki bitmeyen savaş" olduğunu belirtti.

Şirket, spam göndericilerinin e postaları başka siteler, “bloglar” veya bilgisayarlar yoluyla göndererek kimliklerini ustaca gizlediklerini belirtti.

Barracuda şirketi, araştırmasını, günde yaklaşık 1 milyardan fazla elektronik posta alan tüm dünyadaki yaklaşık 50 bin müşterinin bu postalarının incelenmesine dayandırdığını belirtti.

Beyoğlu'nda adres sormak 1 ytl


Çok sayıda yerli ve yabancı turistin uğrak yeri olan Beyoğlu'nda esnaf camına astığı ilanla adres tarifinden de para kazanıyor. Beyoğlu Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan dükkan sahipleri, adres soranlara karşı camlarına astıkları afişlerle adres tarifini ücretlendirdi. Türkçe ve İngilizce adres tarifi 1 YTL, adrese teslim ise 5 YTL olarak belirlendi. Esnaf, adres tarif etmekten bıktıklarını belirtirken, vatandaşlar şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Facebook

İngiltere'deki Facebook kullanıcıları, profillerinde isimlerinin hemen yanında yazan İngilizce yardımcı fiillerden "is" kelimesinin kaldırılmasını sağladı.

"Is" yardımcı fiilinin her durumu anlatmaya yeterli olmadığını savunan 67 bin kişi, Kasım ayı sonlarında kurulan grupta bir araya geldi.

Facebook yetkilileri, önce "is" yardımcı filini tercihli olarak kaldırma seçeneğini sayfalara ekledi. Şikayetlerin devam etmesi üzerine bu sabahtan itibaren, Facebook internet sayfalarında isimlerden sonra herhangi bir fiil yer almamaya başladı.

İngiltere, Facebook internet sitesinin en çok kullanıcı aldığı ülke. İngiltere'nin hemen arkasında ise ikinci sırada Türkiye yer alıyor.

Sivasspor'un yükseliş öyküsü

Sivasspor'un daha 1 yıl öncesine kadar idman yapabileceği iyi bir tesisi bile yoktu. Kısıtlı imkanlarına rağmen yılmadan çalıştılar. Sivasspor artık 37 maçta 24 galibiyet almış, Süper Lig'de zirveye oturmuş bir takım.


Sivasspor Teknik Direktörü Bülent Uygun, "Ben geldiğimde tesislerde bırakın insan yatmasını yani o kadar kötü bir yerdi, halıları eski, ıslak, kokudan durulmayacak bir yerdi. Tesis olarak da çok kötüydü" dedi.

Birçok kesimin maddi desteğiyle Sivasspor çok sayıda zorluğu geride bıraktı. Ancak bir Anadolu takımı olarak hala en büyük sıkıntısı parasızlık.

Uygun, "Roberto Carlos'un aldığı para bizim 1 yıllık bütçemize eş. Bizim futbolcularımıza borçlarımız var. Para almayacaksınız desem almazlar" diye konuştu.

Sivassporlu futbolcu Musa Aydın, "Çok iyi bir arkadaşlığımız var. Bu arkadaşlık da bir çok şeyi unutturuyor. 15 maç başı para alamadık" ifadesini kullandı.

4.5 yıl önce futbolcu olarak geldiği Sivasspor'un önce menajerliğini, sonra da takımın teknik direktörlüğünü üstlenen Bülent Uygun, mütevazı odasında başarının sırrını 'özveri' olarak özetliyor.

Sivasspor'un yükselişi Sivaslıları da etkilemiş. Artık her yerde kulübün başarısı konuşuluyor. Sivasspor denince akan sular duruyor.
DEVREYİ LİDER KAPATABİLİR

Sivasspor ilk yarının son iki haftasında da rakiplerine yenilmezse, devreyi lider kapatarak bir ilke imza atacak. Başarısına rağmen takımla ilgil haberler ulusal spor basınında fazla yer almıyor.

Sivassporlu futbolcu Mohammed Ali Kurtuluş, "Ben idmana çıkıyorum, idmana gelen gazeteci bir tek sizsiniz. Allah razı olsun. Bizim futbol takımımızın ayaklarının yerden kesilmesini önleyen bir durum bu şimdilik" dedi.

'Asker' lakaplı teknik direktör Bülent Uygun'un yaş ortalaması 24 olan futbolcularının disiplinli yaşamasını sağlamak için bulduğu yöntem bir hayli ilginç.

Uygun, "Büfelerin hepsini dolaştım. Benim futbolcum herhangi bir şey alırsa benim haberim olsun dedim. Havavalanına inen biri varsa onu da bilirdim" şeklinde konuştu.

Sivas'ın futbolcuları kısıtlı bütçe ve kadrolarıyla ligin zirvesinden milyon dolarlık takımlara tepeden bakıyorlar. Sessiz sedasız geldikleri bu yerde gösterdikleri inanç ve özveri ile 38 yıllık geçmişlerine bir tarih yazıyorlar.

CNN TÜRK

Galatasaray'da Aslantepe bayramı

13 Aralık 2007 Perşembe

Galatasaray Kulübü'nde çalışmaları yıllardır süren Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nin temel atma töreni, büyük bir katılımla yapıldı.


Toplam 52 bin seyirci kapasiteli stada sahip olacak kompleksin temel atımı için hazırlanan butonlara, TBMM Başkanı Köksal Toptan ile diğer davetliler birlikte basarken, havai fişekler atıldı, sarı ve kırmızı balonlar gökyüzüne bırakıldı. Bu arada, törenin yapıldığı podyumun arkasında ise "İstanbul'a Avrupalı stadyum" yazısının bulunduğu görüldü.
SİLAHI ELLERİNDEN ALDIK

Temel atma töreninde konuyan Özhan Canaydın, yeni stadın büyük başarılara ev sahipliği yapacağını söyledi. Canaydın ayrıca, son 4 yıldır her yerde gerçekleşmesi geciken stat projesinin aleyhlerine kullanılmak üzere önlerine getirildiğini belirtip, ''Artık bu silahı ellerinden aldık'' şeklinde konuştu.

İKİ YILDA BİTECEK

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar, Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi'nin son derece modern bir proje olduğunu söyledi. Bayraktar, ''Üretilen proje son derece modern bir projedir. En ileri teknoloji kullanılacaktır. 720 günlük süre içerisinde tamamlanarak sporun hizmetine sunulacak'' diye konuştu.

TALU'NUN SESİ TİTREDİ

Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi inşaatının yüklenici firması olan
Erentalu Mimarlık'ın yönetim kurulu başkanı Eren Talu, konuşmasında büyük heyecan yaşadı. Dört nesilden Galatasaraylı bir ailenin çocuğu olduğunu anlatan Talu'nun konuşması esnasında sesinin titremesi dikkat çekerken, ''Çok heyecanlıyım. İyi bir Galatasaraylı olarak bu projeyi üstlenmeyi çok istedim, elimden geleni yaptım. Bunu başaracağım. Bana güvendiğiniz için çok teşekkür ederim'' şeklinde konuştu.

E-sigara ölüme davetiye çıkarıyor

11 Aralık 2007 Salı

Son moda ise elektronik sigara (e-sigara)... Peki tiryakilikten kurtulmak için derde çare mi? Uyarılar aksi yönde. Söylenen;

-"Hakiki sigara kadar tehlikeli ve bağımlılık yapabileceği"

Elektronik sigara nedir?

Bir e-sigaranın başlıca üç bölümü var. Bunlar, ağızlık ve tütün alkoloit içeren bir kartuş; atomizasyon odası ve mikroçip; lityum pil ve ışık yayan diyot.

e-sigaradan bir nefes çektiğiniz zaman atomizasyon odasında ki mikroçip sayesinde çalışan yüksek frekanslı ultrasonik pompa soğuk duman benzeri buhar oluşturuyor. Bu buhar, kartuştan geçerken tütün alkaloiti moleküllerini de alarak ciğerlerinize doluyor. Bu sırada pilin ucundaki ışık sigaranın ateşi gibi yanıyor ve sönüyor.

Elektronik sigara aslında sigarayı bırakmak isteyen, ama sigara içmediklerinde ‘nikotin yoksunluğu belirtileri’ gösterenlere yardımcı olmak amacıyla çıkarılmış bir sistem. Başka bir deyişle, elektronik sigara, sigara bırakmada kullanılan ‘ nikotin bantları’ veya ‘nikotinli sakız’lardan farklı bir şey değil.

FAZLASI ÖLÜME BİLE YOL AÇIYOR

Her şeyden önce, bilinçsiz kullanılan e-sigara hem içen ve hem de çevresindekiler için zararlı. Çünkü, sonuçta bu sigarayı kullananlar ve etrafındakiler nikotin solumuş oluyorlar.

Nikotin e-sigarada bir insektisit yani böcek öldürücü bir madde. Yüksek dozlarda bulantı, kusma, tireme, havale ve hatta ölüme bile yol açabiliyor. Mademki zararı yokmuş diye reklámlardaki gibi ‘doya doya’ e-sigara içenler fazla nikotinden ciddi zararlar görebilirler.

El ve ağız alışkanlığını devam ettirdiği için, e-sigara nikotin eksikliğini gidermede bant veya sakızlara göre daha dezavantajlı. Üstelik, e-sigaranın sigarayı bırakmadaki etkinliğini gösteren bir bilimsel araştırma da yok.

İşin bir de ekonomik tarafı var. e-sigarayı bir kere almakla iş bitmiyor; aynen sigarada olduğu gibi tükenen kartuşları yenilemeniz gerekiyor.

(Star)

Öğretmenlik başvurusu için yarın son gün

Milli Eğitim Bakanlığı, Bakanlığa bağlı resmi eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere 31 alandan toplam 10 bin 324 kontenjana, KPSSP10 puan üstünlüğü esasına göre sözleşmeli öğretmen ataması yapacak. Bu atamalarla birlikte ise 2007 yılında mevcut öğretmen sayısı 640 bin olacak.


Adaylar, yarın mesai bitimine kadar başvurularını yapabilecek. Başvuruya ilişkin bilgiler, Bakanlığın "http://personel.meb.gov.tr" internet adresinde yayınlanan "Sözleşmeli Öğretmen Görevlendirilmesi" konulu genelgeden alınabilecek.

Elektronik ortamda yapılan başvuruların, başvuru belgeleriyle birlikte şahsen ya da vekalet verilmek suretiyle en yakın il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerince onaylatılması gerekiyor.

Onaylanmış başvuruların sonucuna göre yapılacak atamalar, 18 Aralık Salı Günü bilgisayar ortamında gerçekleştirilecek.

Eurovision'a Mor ve Ötesi

10 Aralık 2007 Pazartesi

TRT Genel Müdürü Eurovision için "Mor ve Ötesi" ile anlaşıldığını söyledi. 5'li listenin en üstünde yer alan Tarkan öneriyi geri çevirdi..


PPENSİPTE ANLAŞTILAR

Türkiye'yi 53. Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil edecek grup hemen hemen kesinleşti. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin "Mor ve Ötesi" ile 'prensipte anlaşma' sağlandığını açıkladı.

TRT, Türkiye'yi 53. Eurovision Şarkı Yarışması'nda temsil etmesi için 5 grup ya da sanatçı tespit etti. Bunların arasında "mega star" Tarkan da bulunuyordu. TRT'nin yaptığı 5'li listede birinci sırada olan Tarkan, bu öneriyi kabul etmedi. Tarkan'ın devre dışı kalmasının ardından TRT, sıralamada yer alan diğer sanatçı ve gruplarla görüşmeye başladı.

ŞARKI TÜRÇE OLACAK

Bu görüşmeler, büyük ölçüde tamamlandı. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, yaptığı açıklamada, "Mor ve Ötesi" ile 'prensipte anlaşma sağlandığını' belirterek, kısa süre içinde imzaların atılabileceğini söyledi. Şahin, Mor ve Ötesi'nin seslendireceği parçanın Türkçe olacağını vurguladı.

Türkiye, 2003 yılında Riga'da gerçekleştirilen 48. Eurovision Şarkı Yarışması'na Sertab Erener'in "Everyway That I Can" adlı İngilizce şarkısıyla katılmıştı. Erener, birinciliği elde etmişti. Finlandiya'da gerçekleştirilen 52. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi temsil eden Kenan Doğulu da "Shake it up Şekerim" adlı parçasıyla dördüncülüğü elde etmişti.

Kaynak: Sabah

İşsizlere iş fırsat

Sağlık Bakanlığı, ücretleri döner sermayeden veya merkezi yönetim bütçesinden karşılanmak üzere 6642 yeni eleman istihdam edecek. 6016 sağlık personeli ÖSYM tarafından yapılacak merkezi yerleştirmeyle, 560 diş tabibi ile 66 eczacı ise noter tarafından çekilecek kurayla atanacak.


Diş tabibi ve eczacı başvuruları 24-31 Aralık tarihleri arasında www.yenipbs.saglik.gov.tr internet adresine yapılabilecek. Kuraya başvuranların başvuru formlarıyla kura başvurusu için istenen diğer tüm belgeleri en geç 4 Ocak 2008 Cuma günü saat 18.00'e kadar Sağlık Bakanlığı Genel Evrak Şube Müdürlüğü'nde olacak şekilde APS veya özel kargoyla göndermeleri gerekiyor. Elden evrak teslim alınmayacak.

Diş tabibi ve eczacıların kura çekimi 16 Ocak 2008'de gerçekleştirilecek ve aynı gün Sağlık Bakanlığının internet sitesinde ilan edilecek.

6016 sağlık personelinin yerleştirilmesine ilişkin başvurular da 7-11 Ocak 2008 tarihleri arasında kabul edilecek. Yerleştirme sonuçlarının ise en geç 16 Ocak 2008'de açıklanacağı bildirildi. Atanacak sağlık personeli ve sayıları şöyle:

POZİSYON DÖNER SERMAYE GENEL BÜTÇE TOPLAM

Biyolog 5 22 27
Çocuk Gelişimcisi 19 76 95
Diyetisyen 49 76 125
Ebe 88 1116 1204
Fizyoterapist 252 166 418
Hemşire 1333 699 2032
Psikolog 50 143 193
Sağlık Mem. Acil Tıp Tek. 112 231 343
Sağlık Mem. Anestezi Tek. 61 - 61
Sağ. Mem. Çevre Sağ. Tek. - 5 5
Sağ. Mem. Laboratuvar Tek. 68 39 107
Sağ. Mem. Ortopedi Tek. 49 - 49
Sağlık Mem. Röntgen Tek. 120 39 159
Sağlık Mem. Tıbbi Sekreter 4 40 44
Sağlık Mem. Toplum Sağ. Tek. 3 359 362
Sağlık Tek. Acil Tıp Tek. - 245 245
Sağlık Tek. Anestezi Tek. 16 57 73
Sağ. Tek. Diyaliz Tek. 19 - 19
Sağ. Tek. Fiz. Ted. Tek. - 6 6
Sağlık Tek. Lab. Teknikeri 23 46 69
Sağlık Tek. Odyometri Tek. 21 35 56
Sağlık Tek. Radyoloji Tek. 21 81 102
Sağ. Tek. Radyoterapi Tek. 13 - 13
Sağlık Tek. Tıbbi Sekreter 1 129 130
Sosyal Çalışmacı 33 46 79
TOPLAM 2360 3656 6016

ECZACI VE DİŞ TABİBİ

Alınacak eczacıların tümünün, diş tabiplerinin ise 230'unun ücretleri genel bütçeden karşılanacak. Diş tabiplerinin 330'unun ücretleri ise döner sermayeden ödenecek.

Kura sonucu yerleşenlerle yerleştirme sonucu göreve başlayanlar, yerleştirildikleri birim dışında başka bir birime herhangi bir nedenle (eş durumu, öğrenim durumu, sağlık mazereti gibi) tayin talebinde bulunamayacak.

Gülşen'e silahlı saldırı

Ünlü şarkıcı Gülşen, dün gece Ankara'da sahne aldığı Klüp Leyla'nın önünde silahlı saldırıya uğradı. Mekandan ayrılmak üzereyken 5 el silah sesiyle bir anda paniğe kapılan genç şarkıcıyı, korumaları hemen mekanın içerisine kaçırdı.

Ardından gelen polis ekipleri eşliğinde havalimanına giden Gülşen, saldırının nedenini bilmediği söylerken gözyaşlarını tutamadı. Ateş eden kişilerin ise "Burası Ankara" diye bağırdıkları öğrenildi.

Bush'u gizli numaradan aradı

Bush'u arayarak İzlanda Devlet Başkanı olduğunu söyleyen gencin başına neler geldi...


İzlandalı 16 yaşındaki bir genç, kendisini İzlanda Devlet Başkanı olarak tanıtıp ABD Başkanı Bush'un gizli telefon numarasından Beyaz Saray'ı arayınca polis kapıya dayandı!

"Sadece kendisiyle sohbet etmek, İzlanda'ya davet etmek ve ne diyeceğini görmek istedim" diyen lise öğrencisi Vifill Atlason, Başkan Bush'u gizli numarasından aradığını ileri sürerek, kendisiyle özel bir görüşme talep ettiğini anlattı.

Telefonda sırasıyla birkaç kişinin, "Devlet Başkanı Grimsson'ın doğum tarihi, nerede yetiştiği, ailesinin kimler ve nerede olduğu ve göreve ne zaman geldiği" gibi sorularıyla muhatap olduğunu belirten Vifill, "Kontrol noktalarını geçmek gibiydi. Ama Wikipedia ile birkaç başka site önümde açıktı ve çok zor olmadı" diye konuştu.

ÖNCE ÖZEL KALEMİYLE GÖRÜŞTÜ

Sonunda Başkan Bush'un özel kalemine ulaştığını ve Bush'un kendisini aramasını beklediğini söyleyen Vifill, "Bana Bush'un şu anda müsait olmadığı, ancak geçen Pazartesi akşamı beni arayacağının gündemine not edildiği söylendi" dedi.

ABD'YE GİRİŞİ YASAKLANDI

Bir süre sonra polisi kapısında bulan Vifill Atlason, karakola götürüldü ve birkaç saat süreyle sorgulandı. İzlanda polisi, kendisine Amerikalı yetkililerin talimatı üzerine Bush'un gizli numarasını nereden ve nasıl bulduğunu sordu, yanıt vermezse ABD'ye girişinin yasaklanacağını bildirdi.
ANNESİ OĞLUNUN YAPTIĞINDAN MEMNUN

Polislere, Bush'un gizli numarasını eskiden bildiğini, ancak şimdi anımsamadığını söyleyen İzlandalı gencin öğretmen annesi Harpa Atlason ise polis oğlunu götürünce korktuklarını, ancak oğluna kızgın olmadığını belirtti.

"Gördüğünüz gibi oğlum pek becerikli. Yaptığından sonra kahraman oldu. Bush buralarda pek sevilmez" diyen Harpa Atlason, oğlunun kendi gözetimlerine verildiğini ve hakkında soruşturma açılmadığını kaydetti.

Beyaz Saray yetkilileri ise İzlandalı gencin özel gizli numarayı değil, Beyaz Saray'ın Batı Kanadı'nın ana telefon santrali olan "202-456-1414"ü aradığını söylediler.
(AA)

Cepte şimdi de iPod patladı

9 Aralık 2007 Pazar

O da patladı! Bir adam pantolonundan yükselen dumanları fark etti ve dumanı tüten iPod'unu çıkarttı.

Olaydan sonra, "sevme oğlum yanarsın, diye söylerdi annem" şeklinde demeç veren Avustralyalı bir kullanıcı, iPod'unun pantolonunda yanmaya başladığını ve söndürdüğünü belirterek yaşadıklarını anlattı. Kullanıcının cebindeki kağıt, söylediğine göre bacağının yanmasını engellemiş; ama pantolonun cebinde bir delik oluşmasına engel olmamış. iPod'un modeli ise eski bir Nano.

CEPTE BAŞKA YANIKLAR OLUR MU?

Cep telefonu patladığı için ölen bir kişinin haberini geçen günlerde vermiştik. Sonuçta ısınarak yanan, eriyen veya patlayan ürünlerin hepsi lityum-iyon teknolojisi kullanıyor ve bu teknoloji ile üretilen üreteçler (piller) her yerde. Daha önce de alevler içinde kalan dizüstü bilgisayarları da gayet net hatırlıyoruz. En azından bu müzikçalar vakasında yaralanma olmamasına seviniyoruz.

(İNTERNET HABER)

Çarşı'ya Bursa yasağı

4 Aralık 2007 Salı

İl Spor Güvenlik Kurulu, Bursa Vali Yardımcısı Ali Rıza Çalışır başkanlığında olağanüstü toplandı. Bursa Emniyet Müdürlüğü brifing salonunda yapılan toplantıda, Beşiktaş maçı öncesi, sırası ve sonrasında hayata geçirilecek güvenlik önlemleri ele alındı.


Bursa Emniyet Müdür Yardımcısı Sırrı Tuğ, toplantının ardından yaptığı açıklamada, daha önce Atatürk Stadı'nda oynanan maçlarda alınan güvenlik tedbirlerinin bu karşılaşmada da geçerli olacağını söyledi. Yapılan çalışmalar neticesi, Bursaspor ve Beşiktaş taraftarları arasında geçmiş yıllardan gelen husumetin halen devam ettiğinin gözlendiğine değinen Tuğ, ''Beşiktaş taraftarının müsabakayı izlemek üzere Bursa'ya gelmesi durumunda istenmeyen olayların meydana gelebileceği, müsabakanın selameti açısından misafir takım seyircisinin gelmemesinin uygun olacağı, bu nedenle cuma akşamı Atatürk Stadı'nda oynanacak müsabakaya Beşiktaş taraftarının alınmamasına karar verildi.'' dedi.

BİLET SATIŞINDA KİMLİK KONTROLÜ

Sırrı Tuğ, müsabakada 2 bin 500 polis memuru ve 500 jandarmanın görev yapacağını ifade ederek, açık kale arkasındaki tribünden bilet almak isteyen kişilerin, gişelerde kimlik kontrolüne tabi tutulacağını, Bursa nüfusuna kayıtlı olunması durumunda bilet verileceğini dile getirdi.

Rakip takım taraftarlarının, Bursaspor taraftarı gibi davranıp açık kale arkasındaki tribünlere girerek grup oluşturmalarına kesinlikle izin verilmeyeceğinin altını çizen Tuğ, müsabakaya yaşı küçük çocukların alınmayacağını kaydetti.

Tuğ, İl Spor Güvenlik Kurulu tarafından daha önce haklarında işlem yapılan 11 Bursaspor taraftarının da karşılaşmayı izleyemeyeceğini ifade ederek, ''Karşılaşma öncesi, sırası ve sonrasında herhangi bir olayın meydana gelmemesi için gerekli tüm önlemler alınacaktır. Bu maçın da olaysız şekilde tamamlanması en büyük arzumuz.'' diye konuştu.

Giyilebilir bilgisayarlar geliyor

Kemer ve ceket gibi aksesuarlarla kullanılan maksimum 500 gram ağırlığındaki sistem, gösterge, kamera, bilgisayar, alıcı ve güç kaynağından oluşuyor.


Gelecek yıl tamamlanacak projenin, otomotivden sağlığa, itfaiyeden uçak yapım ve bakımına kadar çeşitli iş kollarında yaygın kullanımı öngörülüyor.

Türkiye'den tek ortağı Mobilera Bilişim ve İletişim Teknolojileri Tic. A.Ş'nin yönetici ortağı Zeynep Sarılar Akaltan, giyilebilen bilgisayar projesinin AB Çerçeve Programları tarafından iki yıl önce onaylandığını söyledi. Akaltan, Almanya'dan Bremen Üniversitesi'nin yönettiği projenin küçük, orta ve büyük ölçekli işletmeler, üniversiteler ve araştırma kuruluşlarının da aralarında bulunduğu 48 ortaklı konsorsiyumu ile AB Çerçeve programları arasındaki en büyük projelerden biri olduğunu belirtti.

Gelecek yıl tamamlanacak projenin ana hedefinin, bilgisayar sistemlerinin endüstriyel ortamlardaki kıyafetlere entegrasyonunun uygulanabilirliği olduğunu söyleyen Akaltan, giyilebilen bilgisayar projesindeki çalışmaların 8 iş paketi üzerinden devam ettiğini bildirdi. Mobilera'nın da bu iş paketlerinde farklı çalışmalar yürüttüğünü anlatan Akaltan, Mobilera'nın proje içerisindeki en önemli rolünün, sistemin çekirdeğini oluşturan haberleşme servislerinin tasarımında ve geliştirilmesinde yer alması olduğunu söyledi. Akaltan, firmalarının iş paketlerinde Bremen Üniversitesi'nin liderliğinde, Microsoft, HP, Carl Zeiss ve Docomo ile beraber çalıştıklarını söyledi.

Giyilebilen bilgisayarların kullanım alanları için otomotiv, sağlık, hava araçlarının bakım ve onarımı ve itfaiye olmak üzere 4 ana başlığın belirlendiğini anlatan Akaltan, projenin devamında bu başlıklara yenilerinin ekleneceğini dile getirdi.

OTOMOTİV ÜRETİMİNDE PERFORMANS ARTIŞI

Akaltan, otomotiv sektöründe sık eleman değişimi nedeniyle yeni elemanların eğitiminden kaynaklanan çeşitli sıkıntıların bulunduğunu belirterek, giyilebilen bilgisayarların sektörde kullanılmasıyla bu sıkıntıların en aza indirgeneceğini söyledi. Akaltan, ''Giyilebilen bilgisayarların rahat kullanımı, kolay anlaşılır yazılımları ve esnek özellikleri, çalışanların sisteme kısa sürede adapte olmalarını sağlayacak. Böylece üretim bandının durması gibi sonuçlara varan sorunlar da ortadan kalkacak.'' dedi.
HASTANE ÇALIŞANLARINDA İLETİŞİM SAĞLAYACAK

Giyilebilen bilgisayarların sağlık sektöründe de kullanılmasının öngörüldüğünü ifade eden Akaltan, yeni bilgisayarlarla hastanelerde teşhis ve tedavide doktorların hastane personeliyle rahat, hızlı ve hatasız her türlü iletişim kurabileceğini söyledi.

Hastalara uygulanacak tetkik, tahlil, ilaç yazımı gibi her türlü işlemin sesli ve görüntülü olarak dijital kayıt altına alınacağını anlatan Akaltan, ''Doktor, tüm bu bilgileri üzerindeki giyilebilen bilgisayarlar aracılığıyla otomatik olarak alacak. Bu bilgisayarları, doktor, hemşire ve hasta da taşıyabilecek.'' dedi.

UÇAK VE HELİKOPTER BAKIMI

Uçak ve helikopterlerde karmaşık bakım işlemleri bulunduğuna ve bu sektörde de giyilebilen bilgisayarların kullanılacağına dikkati çeken Akaltan, ''Giyilebilen bilgisayarlar, bu gibi durumlarda çalışanların sesli ve görüntülü komutlarla yönlendirilmesini sağlayacak. Bir nevi, çalışanların asistanı gibi olacak. Arızalarda gereken tüm sıralı adımlar bilgisayarda yüklü olacak. Çalışanın yaptığı işlemleri kaydedecek ve sonrasındaki adımları da sırasıyla komut verebilecek.'' diye konuştu.

ACİL DURUM SENARYOLARI

Acil durum senaryolarında ise giyilebilen bilgisayarların pilot çalışma olarak itfaiye teşkilatında uygulandığını aktaran Akaltan, bu sistemde de merkezle itfaiye arasında iletişim sağlanmasının amaçlandığını söyledi.

İtfaiye teşkilatında çalışanların zor ortam koşullarından etkilendiğine işaret eden Akaltan, şöyle devam etti:

''İtfaiye çalışmalarında yoğun dumandan ve sıcaklıktan dolayı görüş alanı düşebiliyor. Bu tür zor koşullarda kullanıcı ile merkezin bağlantısının devam etmesi önemli. İtfaiye birliklerinin kendi aralarında haberleşme kurabilmelerinde bilgisayarların kullanılmasını öngörüyoruz.

Bunun yanında sistem sayesinde çalışanın işini kolaylaştıracak uygulamaların eklenmesi söz konusu. Örneğin uygulamalarda daha önce bir ekip tarafından aranan bir odanın aranmamasını ya da bir monitör yardımıyla itfaiyecinin aradığı bir alanın arkasını görebilmesini hedefliyoruz.''

SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR

Projenin temelinde, hareket ve yükseklik gibi sensörler kullanılarak geliştirilen donanımlar ile kullanıcının hareketleri, ortam koşulları ve bilgileri algılanıyor. Çeşitli kaynaklardan elde edilen bu veriler, karar verme ve yorumlama uygulamaları sayesinde anlamlı bilgilere dönüştürülüp, giyilebilen ekipmanlara aktarılıyor. Ekipmanların ağırlığı, çalışana ek bir yük getirmemesi için maksimum 500 gram civarında tasarlanıyor.

Giyilebilen sistem içinde geliştirilen donanımlar arasında ekran görüntüsünün, gözlük şeklinde gözün önüne getirilmesini sağlayan ve Carl Zeiss tarafından hazırlanan giyilebilen başlık, ETH tarafından hazırlanan, kemer olarak takılabilir formatta taşınabilir bilgisayar, otomotiv sektöründe üretim kontrolünde kullanılan, sensör yüzeyli giyilebilen eldiven tarzında ekipmanlar bulunuyor.

TÜBİTAK NE DİYOR

TÜBİTAK AB Çerçeve Programları Ulusal Koordinatörü Hüseyin Güler, proje ile ilgili yaptığı açıklamada, giyilebilen bilgisayar projesinin çok ortaklı olmasına değinerek, Türk araştırmacıların da bu tür projelerde yer almasının önemini anlattı. AB Çerçeve Programları'nın çıkış felsefesinin kamuoyunda sıkça dile getirildiği gibi fon sağlamak olmadığını, birden fazla kuruluşun bir araya gelerek rekabet öncesi ortak teknolojiler geliştirme ortamı sağlamak olduğunu söyleyen Güler, şunları kaydetti:

''Bugün de dünyada teknoloji ve yeniliğin öncüsü olan şirketlerin on yıl öncesine göre daha yaygın bir şekilde bir araya gelerek Ar-Ge'ye dayalı iş birlikleri oluşturduklarını, ortak araştırma platformları kurduklarını gözlemliyoruz. AB Çerçeve programları 3-5 yıl sonrasının teknolojilerinin geliştirildiği iş birliklerini destekliyor, katılımcılarına teknolojik iş birliği konsorsiyumlarına giriş hakkı tanıyor ve onları dünyanın önemli Ar-Ge oyuncularıyla buluşturuyor. Program, bugüne değil yarına destek veriyor.''

7. Çerçeve Programı ile ilgili her türlü konuda TÜBİTAK AB Çerçeve Programları Ulusal Koordinasyon Ofisinin Türk araştırma ve iş dünyası temsilcilerine yol gösterdiğini söyleyen Güler, araştırmacılara bu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmaları ve gereken bilgileri almaları konusunda TÜBİTAK'a başvuruda bulunmaları çağrısı yaptı.

(AA)